Amasra’nın simgelerinden biri haline gelmiş olan Kemere Köprüsü, Sormagir (Sormagil) Mahallesi ile Boztepe Adası’nı birbirine bağlayan seçkin bir yapı. Tek kemerli taş köprü, hem mimari hem de doğal zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Bugün halen kullanılabilen nadir antik köprülerden biri olması onu ayrıcalıklı kılıyor.
Roma Dönemi Kökeni: Kemere Köprüsü’nün, Amasra Kalesi ile birlikte, Roma döneminde inşa edildiği kabul edilir. Yapının tek gözlü kemer formu ve taş işçiliği, Roma mimarisinin tipik unsurlarını yansıtır.
Bizans Tadilatları: 8. ve 9. yüzyıllarda, Bizans döneminde, köprüde kapsamlı tadilatlar yapılmıştır.
Uzunluk: Yaklaşık 26,69 metre
Genişlik: Yaklaşık 5,89 metre
Tek Gözlü Yapı: Tek kemerli form, yapının sadeliği kadar işlevselliğini de vurgular.
Restorasyon, 2013 yılında başlayıp Eylül 2014'te tamamlandı. Arkeolojik titizlikle tüm taşlar sökülüp yeniden yerlerine oturtuldu; bazı bölümlerde yeni kesim taşlar da eklendi.
Parapetin üzerine altyapı için metal borular yerleştirildi, Boztepe tarafındaki ahşap yapılar ise betonarme ve çelikle güçlendirildi. Bu sayede hem estetik hem de fonksiyonelliği korunmuş oldu.
Restorasyon, hem yapının fiziki bütünlüğünü hem de tarihi kimliğini korumayı amaçladı.
Günümüzde, halkın kullanımına açık olan nadir tarihi köprülerden biri olarak değerini koruyor.
Köprü, Boztepe Adası ile Amasra’nın ana bölgesi arasında deniz kanalına nazır şekilde konumlanmıştır. Bu kanal, hem sembolik bağ hem de deniz geçişlerine açılan bir kapı görevi görür.
Kanal, önceden çakıl doluyken yapılan kazı sonrası açılarak deniz trafiğine imkân verdi.
Köprüde durup etrafı izlemek, her mevsimde farklı bir büyü sunar: dalgaların sesi, ada ve kalenin manzarası, sıcak yaz akşamları ya da sakin deniz sabahları...
Ziyaretçiler genelde fotoğraf çekmek, manzaranın keyfini sürmek ve tarihi atmosferde yürüyüş yapmak için buraya akın eder.
Bazı kaynaklarda, köprünün ayağında Roma–Pontus savaşını tasvir eden kabartmalar bulunduğundan bahsedilir – bu da köprünün tarihi anlamını daha da zenginleştirir.
Boztepe’ye kısa bir yürüyüşün ardından, tepede bulunan kafe ve dürbünlerle tavşan adacığını izleme fırsatı bulmak mümkündür.
Köprü, Amasra Kalesi, tarihi sokaklar ve yöresel lezzet duraklarıyla çevrilidir. Yürüyerek erişim rahatlığı bu deneyimi zenginleştirir.
Ziyaretçiler “Bizans döneminden kalan eski bir köprü... muhteşem manzara” gibi yorumlarla köprünün hem tarihi hem de estetik değerine vurgu yapıyor.
Bazıları tarihi koruma eksikliklerine işaret etse de, genel his “görülesi, fotoğraflık, tarihi bir köprü” yönünde.
“Sormagil ile Boztepe’yi birbirine bağlayan antik yapı” ifadesi sıkça kullanılıyor. Ayrıca “tek kemerli taş köprü” ve “Amasra’nın sembolü” değerlendirmeleri yaygın.
| Özellik | Değer ve Etki |
|---|---|
| Tarihsel Arka Plan | Roma’dan Bizans’a uzanan antik köprü kimliği |
| Mimari Özellik | Tek kemerli taş yapı, özgün ölçüler ve estetik |
| Restorasyon | Hem taş dokusunu koruyan hem de teknik altyapıyı güncelleyen |
| Coğrafi Konum | Boztepe ile Amasra merkezini bağlayan kanala hakim manzara |
| Ziyaretçi Deneyimi | Görsel şölen, tarih yürüyüşü ve Amasra atmosferi |
Kemere Köprüsü, küçük ama etkileyici boyutlarıyla tarihin ve deniz manzarasının buluştuğu eşsiz bir mimari eser. Restorasyonla korunmuş özgün yapısı, görsel cazibesi, turistlerin favori duraklarından biri olması onu aslında 'zamanın ötesinde yaşayan bir köprü' havasına sokuyor.
Amasra’ya yolunuz düşerse:
Zamanlama önemli: Sabah erken ya da gün batımına yakın saatlerde atmosfer daha huzurlu ve romantik olur.
Fotoğraf ipucu: Köprünün kendisini değil, köprü üzerinden Boztepe ve kaleyi çerçeveleyen manzaranın tamamını yakalamaya çalışın.
Yanaşmalar: Köprüden geçip yukarı cafelere çıkın; tavşan adası manzarası ve yerel kahveler eşsiz kombinasyon sunar.
Şimdi merak ediyorum: Geçmişte böyle antik yapılarda yürüdünüz mü? Sizin favori tarihi köprünüz hangisiydi ve orada yaşadığınız özel bir anı var mı? Yorumlarda buluşalım!
Amasra’nın simgelerinden biri haline gelmiş olan Kemere Köprüsü, Sormagir (Sormagil) Mahallesi ile Boztepe Adası’nı birbirine bağlayan seçkin bir yapı. Tek kemerli taş köprü, hem mimari hem de doğal zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Bugün halen kullanılabilen nadir antik köprülerden biri olması onu ayrıcalıklı kılıyor.
Türkiye’nin en huzurlu kaçış noktalarından biri olan Bolu Gölcük Tabiat Parkı, şehir hayatının gürültüsünden uzaklaşıp doğanın dingin kollarına sığınmak isteyenler için adeta bir cennet. Çam ağaçlarının çevrelediği masmavi göl, mevsimlere göre değişen renk cümbüşü ve oksijen dolu havasıyla her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekiyor.
Yorumlar